Her gün insanlardan,bazen yaşadığımız olaylardan bazen doğadan bir sürü şey öğreniyoruz. Yaş aldıkça insan daha nelerle karşılaşabileceğini artık sorgulamadan çok çabuk kabullenebiliyor ve şaşırmıyor. İlginç :) Çocukken hayal ettiğim bir gelecek vardı ve şuan o çocuk halime dönebilseydim bugünlermiymiş diye epey gülüyor ve acilen o hayallerimi çöpe atardım. :) Herşeye ve herkese rağmen kendi başıma,kendi ayaklarımın üstüne basabildiğim hem yorucu,hem üzücü ama çok ders çıkardığım ve tamamen değiştmeye çabaladığım bir yıl oldu. Değişim ilk önce kafada daha sonra kalpte gerçekleşiyormuş. Bazen inat etmek değil sadece akışa uyum sağlamak ve sabır etmek gerekiyormuş. Bu sene en çok kendime öğretmeye çalıştığım şey buydu. Aslında çok sabırlı bir insan olduğumu zannederdim ama asla asla değilmişim. Zamana bırakan tarafımı hep güç olarak hissederdim ama yanına sabır eklemediğimde bunun işe yaramadığınıda deneye,yanıla öğrenmiş oldum. Aslında daha da açık konuşmak isterdim nasıl olsa seneler sonra kendi kendime bunları okurken vay be! diyeceğim olayları hatırlamaya çalışacağım bir blog olsun diye burayı açmıştım ama zamanla yazı yazmayı bile ihmal edebiliyor insan. Aslında en büyük kötülüğü yine kendimize kendimiz yapıyor ve zamana yeniliyoruz. Ne garip!
Bu sene hiç görmediğim bir sürü yer keşfetme şansım oldu. Ve anı doyasıya yaşama fırsatı verdim kendime. İnstagram dünyasını ne kadar çok sevsemde o telaşı birilerine bir şeyler gösterme merakını,gereksiz kıskançlıkları,yanlış anlamaya meyilli olan her şeyi ve aslında beni yansıtmayan ayıp olmasın diye etrafımda tuttuğum insanları bir süre çıkardım hayatımdan. Daha sakin,daha kendim olmayı tercih ettim bu dönem. Buna vesile olan kişi ve kişilere de minik bir teşekkür etmek gerekir aslında..
Eksik hissettiğim çok zaman olmadı değil inkar edemem. Bir gün batımını yalnız yaşamakta gerekliydi belki de başka birşeylerin değerini anlayabilmek için..Trabzon'a ilk geldiğimde hiç sevmemiştim bu şehiri. Burada nasıl yaşanır ki demiştim. İnsanların suratları hep asık,soğuk hatta zaman zaman kibirli gelmişti. Şehire,kalabalıklara alışkındım ve kendimi çoğu zaman yalnız hissettim. Sonra şehirden uzak kalmanın ne kadar huzurlu olduğunu,deli gibi sevdiğim gökyüzünün aslında en güzel burada olduğunu,bulutların,yağmurun,sonbaharın.. Neden burada bordo mavinin bu derece sevildiğini ve aslında mavilikleri ne çok sevdiğimi daha iyi anladım. Bir çok şeyin ne kadar anlamlı gelebildiğini yürüdükçe farkettim. Öğrendim. Kendime öğrettim. Burada 2 yaş aldım ve belki de bu hayatım için aldığım en değerli zaman dilimiydi. Yani nasıl oluyor bilmiyorum ama gerçekten bazen kendimi dünyanın en şanslı insanı hissettirebiliyor yaşadığım yer bana. Bir su nasıl bu kadar güzel akıp o yolu kendine ilke edinebilir. Bir ağaç nasıl bu kadar güzel olabilir. Yani özellikle ıslana ıslana yürüdüğüm Karagöl'ü ben hafızamdan mümkün değil ki silemem. Yaradanın yarattıklarını gördükçe büyülenmemek,aşık olmamak imkansız. Hayatıma bu yıl kattığım en değerli şey her anlamda yeşil oldu. Hem daha sağlık dolu,hem ruhen daha zengin biriyim artık. Teşekkür ederim canım kendime. Düşmeyi,kalkmayı.. İnsanlara rağmen başarabilmeyi.. Başarısızlıklara rağmen inancımı.. Sevmeme rağmen sevilmemeyi.. Yola olan inancımı. Hala,inatla umut etmeyi ve daha bir çok şeyi öğrenmeye devam ettiği herşey için bu sene sadece kendime teşekkür ederek bitirmek istiyorum. Kendi içinde ne çok şey başardığını asıl sen biliyorsun ve bunu başkalarının bilmesine hiç gerek yok. Buraya bunları sayfalarca anlatmama bile gerek yok. Gözlerimi kapatmam yeterli! :)
Bu seneye başlarken aradığım bir puzzle parçası vardı. Buldum zannettiğim zamanlar olmadı değil ama onuda dediğim gibi akışına bırakmaya karar verdim. Nasılsa zamanı gelince o beni bulur :) Herkese bütün kalbimle,iyilik ve sağlık dolu bir yıl dilerim. Mutlu olalım. Kıymet bilelim. Sevdiğimiz insanlarla sanki onlarla son günümüzmüş gibi mutluluk dolu yaşamaya çalışalım. Hayat çok kısa,illa ki başımıza kötü bir olay gelmesi gerekmiyor bunu anlamak için. Olmayabilir,bazen istediğimiz şeyler bizim için doğru değildir. İnatla arkasından gitmemiz belki gelecekte tercihim dediğimiz şeyler olacaktır ama en azından buna değdi diyebilelim. Arkasında durabilelim. Bir yola çıkmaya çalışırken,o yolun zorluklarınıda kabullenelim. Bana öğrettiğin her iyi,kötü an için teşekkür ederim 2020. Ağladığım,güldüğüm,yalnız kaldığım,kabullenmeyi öğrendiğim,sabretmeyi ilk edindiğim,çalışmaktan asla vazgeçmediğim bütün olumsuzluklara rağmen benimle farklı bir seyir aldığın dengesiz bir yıl olduğun için. Beni,şuan olduğum insan yaptığın için teşekkür ederim. 2021 için daha umutlu,daha hevesli ve çok daha anlamlı hissediyorum. Umarım herkes bir yıldan istediği herşeyi bu yıl kendinde bulur. Mutlu Seneler!
Çok sevgiler.