26 Aralık 2020 Cumartesi

Hello 2021!

Herkese selam!
Her sene rutin olarak buraya yeni yıl yayını yapmayı kendime ilke edinmiştim. Şöyle bir eskilere baktığımız şu karantina dolu günlerde 2020 için bunu bu sefer keyifle yapamayacağımı farkettim. Oysa ki aslında en çok hatırlanması ya da en çok unutulması gerekenlerden biri de bu yıl oldu. Malum hiç birimizin aklına gelmeyecek bir virüs hayatlarımızı tamamen değiştirdi. Herkesin hayatını bir yerinden etkilediğine eminim. Kalan bu son günlerde her ne kadar aşı haberleriyle daha iyi yerlerde olacağımız söylense de bir çoğumuz bunun bir süre daha hayatlarımızı altüst edeceğine çok emin. 

Her gün insanlardan,bazen yaşadığımız olaylardan bazen doğadan bir sürü şey öğreniyoruz. Yaş aldıkça insan daha nelerle karşılaşabileceğini artık sorgulamadan çok çabuk kabullenebiliyor ve şaşırmıyor. İlginç :) Çocukken hayal ettiğim bir gelecek vardı ve şuan o çocuk halime dönebilseydim bugünlermiymiş diye epey gülüyor ve acilen o hayallerimi çöpe atardım. :) Herşeye ve herkese rağmen kendi başıma,kendi ayaklarımın üstüne basabildiğim hem yorucu,hem üzücü ama çok ders çıkardığım ve tamamen değiştmeye çabaladığım bir yıl oldu. Değişim ilk önce kafada daha sonra kalpte gerçekleşiyormuş. Bazen inat etmek değil sadece akışa uyum sağlamak ve sabır etmek gerekiyormuş. Bu sene en çok kendime öğretmeye çalıştığım şey buydu. Aslında çok sabırlı bir insan olduğumu zannederdim ama asla asla değilmişim. Zamana bırakan tarafımı hep güç olarak hissederdim ama yanına sabır eklemediğimde bunun işe yaramadığınıda deneye,yanıla öğrenmiş oldum. Aslında daha da açık konuşmak isterdim nasıl olsa seneler sonra kendi kendime bunları okurken vay be! diyeceğim olayları hatırlamaya çalışacağım bir blog olsun diye burayı açmıştım ama zamanla yazı yazmayı bile ihmal edebiliyor insan. Aslında en büyük kötülüğü yine kendimize kendimiz yapıyor ve zamana yeniliyoruz. Ne garip!

Bu sene hiç görmediğim bir sürü yer keşfetme şansım oldu. Ve anı doyasıya yaşama fırsatı verdim kendime. İnstagram dünyasını ne kadar çok sevsemde o telaşı birilerine bir şeyler gösterme merakını,gereksiz kıskançlıkları,yanlış anlamaya meyilli olan her şeyi ve aslında beni yansıtmayan ayıp olmasın diye etrafımda tuttuğum insanları bir süre çıkardım hayatımdan. Daha sakin,daha kendim olmayı tercih ettim bu dönem. Buna vesile olan kişi ve kişilere de minik bir teşekkür etmek gerekir aslında..

 Eksik hissettiğim çok zaman olmadı değil inkar edemem. Bir gün batımını yalnız yaşamakta gerekliydi belki de başka birşeylerin değerini anlayabilmek için..Trabzon'a ilk geldiğimde hiç sevmemiştim bu şehiri. Burada nasıl yaşanır ki demiştim. İnsanların suratları hep asık,soğuk hatta zaman zaman kibirli gelmişti. Şehire,kalabalıklara alışkındım ve kendimi çoğu zaman yalnız hissettim. Sonra şehirden uzak kalmanın ne kadar huzurlu olduğunu,deli gibi sevdiğim gökyüzünün aslında en güzel burada olduğunu,bulutların,yağmurun,sonbaharın.. Neden burada bordo mavinin bu derece sevildiğini ve aslında mavilikleri ne çok sevdiğimi daha iyi anladım. Bir çok şeyin ne kadar anlamlı gelebildiğini yürüdükçe farkettim. Öğrendim. Kendime öğrettim. Burada 2 yaş aldım ve belki de bu hayatım için aldığım en değerli zaman dilimiydi. Yani nasıl oluyor bilmiyorum ama gerçekten bazen kendimi dünyanın en şanslı insanı hissettirebiliyor yaşadığım yer bana. Bir su nasıl bu kadar güzel akıp o yolu kendine ilke edinebilir. Bir ağaç nasıl bu kadar güzel olabilir. Yani özellikle ıslana ıslana yürüdüğüm Karagöl'ü ben hafızamdan mümkün değil ki silemem. Yaradanın yarattıklarını gördükçe büyülenmemek,aşık olmamak imkansız. Hayatıma bu yıl kattığım en değerli şey her anlamda yeşil oldu. Hem daha sağlık dolu,hem ruhen daha zengin biriyim artık. Teşekkür ederim canım kendime. Düşmeyi,kalkmayı.. İnsanlara rağmen başarabilmeyi.. Başarısızlıklara rağmen inancımı.. Sevmeme rağmen sevilmemeyi.. Yola olan inancımı. Hala,inatla umut etmeyi ve daha bir çok şeyi öğrenmeye devam ettiği herşey için bu sene sadece kendime teşekkür ederek bitirmek istiyorum. Kendi içinde ne çok şey başardığını asıl sen biliyorsun ve bunu başkalarının bilmesine hiç gerek yok. Buraya bunları sayfalarca anlatmama bile gerek yok. Gözlerimi kapatmam yeterli! :) 

Bu seneye başlarken aradığım bir puzzle parçası vardı. Buldum zannettiğim zamanlar olmadı değil ama onuda dediğim gibi akışına bırakmaya karar verdim. Nasılsa zamanı gelince o beni bulur :) Herkese bütün kalbimle,iyilik ve sağlık dolu bir yıl dilerim. Mutlu olalım. Kıymet bilelim. Sevdiğimiz insanlarla sanki onlarla son günümüzmüş gibi mutluluk dolu yaşamaya çalışalım. Hayat çok kısa,illa ki başımıza kötü bir olay gelmesi gerekmiyor bunu anlamak için. Olmayabilir,bazen istediğimiz şeyler bizim için doğru değildir. İnatla arkasından gitmemiz belki gelecekte tercihim dediğimiz şeyler olacaktır ama en azından buna değdi diyebilelim. Arkasında durabilelim. Bir yola çıkmaya çalışırken,o yolun zorluklarınıda kabullenelim. Bana öğrettiğin her iyi,kötü an için teşekkür ederim 2020. Ağladığım,güldüğüm,yalnız kaldığım,kabullenmeyi öğrendiğim,sabretmeyi ilk edindiğim,çalışmaktan asla vazgeçmediğim bütün olumsuzluklara rağmen benimle farklı bir seyir aldığın dengesiz bir yıl olduğun için. Beni,şuan olduğum insan yaptığın için teşekkür ederim. 2021 için daha umutlu,daha hevesli ve çok daha anlamlı hissediyorum. Umarım herkes bir yıldan istediği herşeyi bu yıl kendinde bulur. Mutlu Seneler!

Çok sevgiler.

28 Ocak 2019 Pazartesi

29!


Zaman ne yalancı bir kavram. Ne ara bu rakamlar büyümüş hiç bir şey anlamadım. Hayat ne garip. Çocukken hep büyümek isterken , şimdilerde hep çocuk kalabilmeyi istiyor insan. Sanki çocukken herşey çok kolaymış gibi geliyor insana. Yaşadıklarımız bizi yeri gelince güçsüz bırakabiliyor hayatta. Bazen sizin için hassas olabilecek şeyler karşınızdaki kişilerin anlamaması ile sizi çok kolay mutsuz edebiliyor. Büyüdükçe emek harcamanın ne olduğunu, alın terini, kazandığınız paranın kıymetini, ağzınızdan çıkan cümlelerin zaman zaman insanları yaralayabileceğini öğreniyorsunuz. Yeri geliyor bir insan kaybetmenin ne kadar zor olduğu ile başbaşa kalabiliyorsunuz. Bazen çok şanssız olduğunuzu bazen işler özellikle yolunda gitmediği zaman pes etmeninde bir yol olduğunu anlayabiliyorsunuz. Ama yolun sonunda biliyorsunuz ki devam etmeniz gereken başka yollar oluyor bu hayatta. Nefes alabiliyor olmak ve bunun için her gün şükretmek ne kadar mühim değil mi?? Her sabah bunun için dua ediyorum. Kıymetini biliyorum. 

Bilmiyordum. Hayatta aslında değerli ve önemli olanın ve ne olursa olsun kalanın kendim olacağını asla bilmiyordum. Bir çok şeyi öğrenirken kendimi hep ihmal ediyordum. Hep eksik yanlarımı arkama saklıyordum. Bir şeyler hayal ederken hep uzakta kalan ben oluyordum. Kendimi bunca sene o kadar çok yıpratmıştım ki.. Oysa ki yaşımı ve onun bana getirdiklerini yaşamalıydım. Hemen büyümemeli,herkesi hemen anlayışla karşılamamalı bazen fevri davranmalı, hata yapmaktan korkmamalıydım. Yaşarken birşeyleri bir çok günüm var gibi geliyordu çocukken. Ama büyüdükçe öğrendim ki aslında her yeni gün belki o an belki daha sonrasında olmayabilecekti. An' bu yüzden çok kıymetli,çok değerliydi. Ve ben bunu hep bildiğimi sanıyordum.

Bazen birileri sizi anlasın istiyorsunuz. Ağzınızdan cümleler çıkmadan. Sadece gözlerinize bakarak.. Bazen sebepsizce sarılabilmek istiyorsunuz, hiçbir şey sormadan.. Bazen bir şeylerin iyi gelmesi gerekiyor devam edebilmeniz için. 

Kendime sarılıyorum bugünlerde. Kendimden güç alıyorum ve kendimi kendimle sınıyorum. Daha iyi günler için.. Sonrası mı? Elbette hayatın bana getirecek güzel anlarını merakla bekliyorum. Yine kırılacağımı , yine üzüleceğimi biliyorum. Ama çok mutlu olacağımıda biliyorum. Ama hayal kurmaktan asla vazgeçmeyeceğim. Biliyorum ki bende sende bir gün başaracağız. Hayaller olmadan zaten nasıl yaşanır ki.. Çocukken annem evde yokken müziğin sesini açar dans ederdim. Ne tatlıydım kendimce. Şimdi o kadar özgür olamadığımı hissediyorum. O kadar cesaretli ya da o kadar uçuk. Annem beni görse ne olacaktı sanki ? Ah canım çocukluk.. Seni her geçen gün ne kadar arıyorum bir bilsen.. 
İyi ki doğdum. İyi ki ben,ben oldum. 
Bu dünyada iyi ki yaşadım. İyi ki anneme,babama sahip oldum. İyiki doğrularımı,cesaretimi ve yapabileceklerimi onlardan öğrendim. İyi ki güçlü kalabilmeyi,iyi insan olabilmeyi ve hayatıma iyi insanlar kazandırabilmeyi kendime görev edindim. İyi ki kalbime güvendim. İyi ki değer verdiğim şeyler için elimden geleni yaptım. Gözlerimi kapattığımda iyi ki var dediğim insanlar tanıdım. İyi ki güvendim. Bunca zaman iyi ki acıdan da geçtim. Belki çok mutlu olmadım ama hep mutlu olacağımı hissettim. Ve gerçekten hissettiğim bir sürü gün de oldu. Hakkını asla ödeyemeyeceğim kişiler tanıdım. Sevildim! Çokk.. Bugüne,bu ana şükür etmeyi iyi ki öğrendim. Kendinle gurur duy kızım! Sen nelerin üstesinden geldin. Ve daha yaşayacağin,göreceğin onca şey var! Tanıyacağın anlayacağında onca insan...
Ve elbet güzel izler bırakacağım zamanlara kocaman bir merhaba diyeceğim. Yeni yaşımda her şey benim için çok güzel olacak. Umduğum gibi mi olur bilmiyorum ama ben her zaman sahip olduklarıma, olacaklarıma sımsıkı sarılacağım. İyi ki doğdum.. İyi ki! 



30 Aralık 2018 Pazar

Hoşçakal 2018..


Sanırım bir sona daha merhaba diyorum. Oysa ki geçen sene umut dolu bir yıl dilemiştim. Hayatım boyunca en sevdiğim ve mutlu olduğum gün olmuştur yeni yıl geceleri. Aralık ayını hep çok sevmişimdir. Biten günleri ve vedaları saymassak aslında yenilikleri karşılamak bazen çok da kötü değil, değil mi?

2018 benim için çok uçlarda yaşadığım bir yıl olmadı. Aksine daha düzen dolu, daha kontrollü biri olmayı deneyimledim. Daha sağlam basmayı ,daha seçici olmayı ve daha dikkatli olmaya çabaladığım bir sene oldu. Kalp kırıklıklarım da oldu, mutlu hissettiğim anlarda. Çook ama çok kötü günlerimde oldu ve iyilerini sanırım bunların arasında kaybettim.
Bazen gitmek yerinizde saymaktan çok daha iyidir. En azından kendiniz için bunu yapmalısınız. Bazen ayaklarınıza gelmesini beklediğiniz şeyler için kendiniz daha çok adım atmalısınız. Ve denemekten asla vazgeçmemelisiniz. Bende denedim kendimi. Bir çok kez. Ve yoruldum. Sanki bütün yolları yürüyor gibi hissettim. Ve bir çok yolun bana ait olmadığımı gördüm. Durdum. Uzunca bir süre.. Ve bu iyi geldi. Olması gereken her neyse bu benim başıma elbette gelebilirdi. Bazen açıkça hayat bize her şeyi göstermese de bir yerlerde , olmamız gereken yerlerde bulabiliyoruz kendimizi. O yüzden araya durup nefes almak kendime yapacağım en büyük iyilikmiş öğrendim. Ne yaparsam yapayım bazen olmayacağınıda biliyorum artık..
2018’de yaptığım en büyük yanlışlardan biri de kendim gibi zannetmem oldu insanları. Özellikle iş ortamında çok daha ciddi olmam gerektiğini ve sınırlarımı asla aşağıya almamam gerektiğini çok iyi öğrendiğim bir seneydi. Ben olduğum gibiyim ve göstermek istediğim kadar bendim bu yılda ama bazen işler hiç o şekilde olmuyormuş. Bazen baharlarınız güz, bazen yazlarınız kışta olabiliyormuş. Olsun.. Öğrenecek ve yanlışlarımdan ders alacağım uzun zamanlar elbette olacak. Ve artık o kadar da yanlış gelmeyecek hiçbir şey.
Bu veda yazılarını hep çok seviyorum. Çünkü kocaman bir seneyi hatırlıyorsun. Neler neler yaşamışım diyorsun. Ve cidden neler neler yaşıyoruz..Çok çalışıp,canımı çıkarttığım ve güzel anlar yaşadığım bir projeye imza attım. Güzel insanlarla tanıştım. İyi anlarımda değil de kötü anlarımda bile karnımı ağrıtacak kadar sevdiğim arkadaşlarıma daha sıkı sarıldım. Ve tam tersi içini gördüğüm insanlarada merhaba demek zorunda kaldım.Mesafeler ekledim ki daha az üzülmek için. Teyzecimle çok güzel anlar yaşadım ve artık adımı söyleyebiliyor.. :) İlk adımlarını görebilmek,sarılması ve daha nice güzel anları.. Kardeşimin yeni yolunda hüzünlerine, ve sonra mutluluklarına ortak oldum. Herşeye rağmen çok güzeldi. Yeni yolculuklara ve hatta daha yeni maceralara adım atacağım bir seneye şimdi kocaman bir merhaba diyorum. Kendime bir fotoğraf çerçevesi hayal ettim. Ve daha bir çok şey. Uzun ve kalabalık zamanlar değil de artık daha anlık,daha mutlu ve sadece mutluluktan ağlayacağım yeni bir 365 gün diledim. Umarım sizlerinde en çok istediğiniz herşey bu sene gerçekleşir. Sevdiklerinize sımsıkı sarılıp,değerlerini anladığınız bir yıl olur umarım. Çoook mutlu seneler!!! :)

2 Mayıs 2018 Çarşamba

Sildin mi bütün izlerimi ?

Ait olamadığın bir yerde ait olmaya çalışmak kadar ne kadar zor.
Benimsemek,orada mutlu olacağına inanmak ve en önemlisi bunun için çabalamak. Bunun için dua etmek. Koca bir hayalin arkasına sığınıp çokça hayal kırıklığı yaşamak. Uzun zaman sonra ertelediğim ve beni cidden yoran çoğu şeyi bırakmaya karar vermiştim. Ama bazıları için biraz fazlasına, zamana ihtiyacım vardı. Denedim. Şimdi arkamı dönüp baktığımda en azından içimin bir konuda epeyce rahat olduğunu düşünüyorum. Aklımda kalsaydı ve ben başaramasaydım eminim ki pişman olacaktım. Kendinizi nelerle nasıl baş edebildiğinizi en iyi siz bilirsiniz. Ve kendi sınırlarınızı,yapabileceklerinizi en iyi siz bilirsiniz. Ve sonuna kadar giden biri olarak bazı insanlar ve bazı yollar zamanla sizi olmadığınız kişiye büründürür. Her ne kadar bazı şeyler fedakarlık istese de biliriz ki bugün neysek ne olmak istiyorsan yarında oyuz bu hayatta. Güvendiğiniz biri sizi hayal kırıklığına uğrattığı an nasıl onu tekrar affede biliyorsanız , kendiniz içinde asla yapmam dediğiniz çoğu şeyi zaman içinde yaptığınızı az çok anlıyorsunuzdur. Ama gün geliyor ki ne yaparsanız yapın bazen sonucu hiç değiştirmiyor. Ve o zaman sizi boğan,olduğunuz yerde saydıran bazen nefes dahi aldırmayan her şeye artık yeter diyebiliyorsunuz! Bazı şeyler nedensiz yere çok sevmekten,çok benimsemekten kaynaklanıyor. Kaybedince dünyanın sonu gibi hissediyorsun ama aslında hayat her şekilde devam ediyor. Yanına kalansa senin şeçimlerin ve hayal kırıklıkların oluyor. Sonrası onları çiçeklere çevirmekle daha sağlam yürümekle geçiyor. Her son bir bahar gelir umuduyla.. İnandığım her şey beni bulsun umuduyla.. Şimdi aldığım nefesi daha çok seviyorum!!!

Hadi!



Sanırım doğduğumuz için ne kadar mutlu olunuyorsa öldüğümüz an içinde sevgiyle hatırlanmak, o şekilde uğurlanmak hepimiz için bütün para birimlerinden de öte çok değerli.
Her şeyin sevgiyle başladığına, büyümesine daha da iyi yerlere gelmesine neden olan tek şey sevgi. Ve onu tutkuya çeviren AŞK!
Galiba milyonlarca cümle yazdırabilen tek şey de o insana.. Garip bize bütün güzellikleri sunarken en büyük acılara da sebep olabilen. Bulunca en kıymetlisi kaybedince en hüzünlüsü olabilen. Utanmanın en güzel en alımlı hali. Başını döndürebilen, nefesini kesen!
Ne zaman arasam gökyüzüne baktıran. Hiç olmayan deniz kokusunu bile hissettiren. Yağmur yağdığında pencereden süzülen damlalarda aradığın tarifsiz ama tarifli . O anlamsız his. Hep sol yanında hissetmek istediğin ama cesaretini kırdıran sonra bir cesaret tekrar hayata adım atmanı tutunmanı sağlayan.
Arkanı dönüp gitmene rağmen hep kaldığın. Gitsen de hep yanında olduğunu hissettiren. Bir gün aynı şehirde, aynı sokakta adım atacağını anlamanı sağlayan o his.
Nasıl bırakabilirsin? Nasıl arkanı dönebilirsin ? Nasıl içinde hissettiğin onca şeye hoşcakal diyebilirsin. Bir yerden sonra bütün sözlerinin bile anlamsızlaştığı ve cümlelerinin bile bittiği yere getirir seni aşk.
Sen hep o büyülü toz pembelerin arasında hiç siyahlar düşünmezken seni kopkoyu siyahlarla baş başa bırakır. Ve sen hiç bitmeyecek sandığın anlarla yapayalnız kalırsın. Hayat aslında bunları yaşarken sana gösterir ve sen inadına anlamak bile istemessin. Kalbin deli gibi atarken hiç aklına gelir mi gözyaşları? Hiç yastığa başını koyarken canının bu derece yanacağını aklına getirebilir mi hayat?
Vazgeçiş, kaçış hatta çok daha fazlasına yer bu yüzden var hayatta. 
Her his içerisinde onlarca acı barındırır. Ve hiç bir mutluluk tam anlamıyla acılardan geçmedikçe anlamlı olmaz. Sadece bazı anları yaşarken daha zor nefes alırsın ama bilirsin ki yolun sonunda derin bir nefes alacağın anlar hep gelir..
Onu yakala, hadi!

8 Mart 2018 Perşembe

Güç Aslında Hep Seninle..

Aslında kocaman bir dünyada hepimiz o kadar yalnız, o kadar kimsesiz kalabiliyoruz ki bazen sade ve sadece kendimize bu yüzden sığınabiliyoruz. Bu yüzden hep güçlüyüz. Ya da öyle olmak zorunda hissediyoruz kendimizi. Kırıldığımız sözleri alttan alabiliyoruz. Kendimizden daha çok başkalarını düşünebiliyoruz. Kendimizi başkası için unutabiliyoruz. İlmek ilmek birileri için bir şeyler yapabiliyoruz. Sevgimizi paylaşabiliyoruz. Merhamet gösterebiliyoruz.Sonrasını düşünebiliyoruz. Bir adım atmadan.. 
Kırmaktan korkuyoruz. Bazen yalnız kalmaktan..
Bazen yolda yürümekten , bazen korkunç bir rüyadan bile korkabiliyoruz. Ama her şeyden önce hayatta her şey için emek harcıyoruz! Sevdiğimiz için yemek yapabiliyoruz mesela. Sırf yüzünü güldürebilmek için.. Temizlik yapabiliyoruz mesela. Bütün sinirimizi insanlardan almak yerine.. Kendimize bakıyoruz mesela. Sizin için değil,kendimize saygı duyduğumuz için. 
Zor gelen her şeyle denemeden karar vermiyoruz mesela. Bu yüzden asla pes etmiyoruz. Devam edebilecek gücü bu yüzden hep kendimizde buluyoruz. Yarı yolda kalsak bile.. Hep umut besliyoruz. İnanıyoruz. Ve bunun için kendimizi yeri gelince feda edebiliyoruz. Ah bir inansanız sizde ne çok şey başarabiliyoruz! Ve ne çok seviyoruz sizi! Görmediğiniz kaçırdığınız onca şey için farkında olmanız için elimizden geleni yapıyoruz. Bu yüzden değerliyim diyebiliyoruz. Kıymet biliyoruz!En ufak şeyleri saklıyoruz. Ne çok varız aslında yoklukta.. Ne çok! Farkedilmeyi bekleyen, kendini çok yalnız hisseden, bir umut arayan bütün kadınlara selam olsun. Kendinize inanın. Çok inanın! Yapamayacağımız hiç bir şey yok,biliyorum.. Biliyorsunuz..

14 Şubat 2018 Çarşamba

Ben sandım ki beraber yaşlanırız..

Her şeyin sevgiyle başladığına, büyümesine daha da iyi yerlere gelmesine neden olan tek şey sevgi. Ve onu tutkuya çeviren AŞK! Galiba milyonlarca cümle yazdırabilen tek şey de o insana.. Garip bize bütün güzellikleri sunarken en büyük acılara da sebep olabilen. Bulunca en kıymetlisi kaybedince en hüzünlüsü olabilen. Utanmanın en güzel en alımlı hali. Başını döndürebilen, nefesini kesen! Ne zaman arasam gökyüzüne baktıran. Hiç olmayan deniz kokusunu bile hissettiren. Yağmur yağdığında pencereden süzülen damlalarda aradığın tarifsiz ama tarifli . O anlamsız his. Hep sol yanında hissetmek istediğin ama cesaretini kırdıran sonra bir cesaret tekrar hayata adım atmanı tutunmanı sağlayan. Arkanı dönüp gitmene rağmen hep kaldığın. Gitsen de hep yanında olduğunu hissettiren. Bir gün aynı şehirde, aynı sokakta adım atacağını anlamanı sağlayan o his. Nasıl bırakabilirsin? Nasıl arkanı dönebilirsin ? Nasıl içinde hissettiğin onca şeye hoşcakal diyebilirsin. Bir yerden sonra bütün sözlerinin bile anlamsızlaştığı ve cümlelerinin bile bittiği yere getirir seni aşk. Sen hep o büyülü toz pembelerin arasında hiç siyahlar düşünmezken seni kopkoyu siyahlarla baş başa bırakır. Ve sen hiç bitmeyecek sandığın anlarla yapayalnız kalırsın.Kalbin deli gibi atarken hiç aklına gelir mi gözyaşları? Hiç yastığa başını koyarken canının bu derece yanacağını aklına getirebilir mi hayat? Vazgeçiş, kaçış hatta çok daha fazlasına yer bu yüzden var hayatta. Yanında kalacağını zannettiğin ama ellerini o sonsuz boşluğa uzattığında bilirsin ki bu hissin asla tarifi yok. Asla arkanı dönüp gidemeyeceğin ,yakaladığında kaçırmaktan korktuğun balonu ellerinden asla bırakma. Yakaladığın her anın tadını çıkar. Kaybetmek her zaman var hayatta.Beraber yaşayacağına inandığın anlar için asla pes etme. Sev ve çok sev. Sandığım , umduğum her an için kendime söz! Belki sandığım gibi beraber değil ama herşey mümkün. Herşey olası. Belki bugün değil. Belki hiç değil ama inanmak bile güç veriyor insana. Aslında beni düşün isterdim şu an. Beni koru. Bana sarıl! "sımsıkı" Beni dinle. Bana şarkılar söyle.. İllaki sesinin güzel olmasından değil. Bana masallar anlat uyurken değil..Bana hayaller ver,hayal kurmama neden ol. Beni sev.. Çok sev. Bana nefes ol huzur ver. Bana inanabileceğim nedenler ver. Emek harcayabileceğim. Bana en sevdiğin yemeği anlat. Senin için onu öğreneyim. Bana en sevmediğin rengi söyle sana yeni renkler sunabileyim. Bana hep gül. Sana sonsuz gülebileyim. Bir koltukta izleyeceğimiz filmler seç. O zaman için elimden geleni yapabileyim.. Bana yollar ver ama yalnız başıma yürümeyeceğim.. Ben sandım ki beraber yaşlanırız.. Gitmesek de hayal kurarız. Beraberken olmayan şeyler bile olur. Yeter ki sen yanımda ol..